Velilere ulaştırılmak üzere öğrencilere dağıtılan bültende bu ay "müze" kavramı, "okul çağı çocuklarında kahvaltının önemi ve gıda okur yazarlığı" konuları ile "çocuklarını hayat karşısında güçlü kılmak isteyen anne ve babalara öneriler" bulunuyor.
Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk da bültende "Ziya öğretmen diyor ki" başlığı altında bir yazı kaleme aldı. Yazısında öğrencilerin anne ve babalarına hitap eden Selçuk, şunları kaydetti: "Doğada her şey yenilenir. Güneşin her gün doğuşu, her akşam batışı, mevsimlerin gelişi, baharda toprağın uyanışı, aldığımız her nefes hep bu yenilik üzerine. İnsanlar farkına varmasalar da her an bir yeniliğin içindeler. Anne baba olarak bizler de bu yeniliğin, bu akışın içindeyiz. Çocuklarımızla ilişkimizi, kendimizle, birbirimizle, çevremizle, doğayla ilişkimizi gözden geçirmek ve yenilenmek için her an bir fırsat. Bu kısa yazıları, buradaki uzman bilgilerini değişimin küçük bir hareketi olarak kabul edin ve lütfen yaşantınızda uygulayın.
Bu ay çocuklarımızın yarı yıl tatili var. Yeni yıl ve ara tatil bir başlangıç olsun. Tüm yılımızı, çocuklarımızla sevgiyle, saygıyla, bilgiyle, görgüyle, kültürle, neşeyle geçirmenizi dilerim. Benim için gerçek okul-aile iş birliği o zaman layıkıyla hasıl olur. İyi seneler olsun."
Bültenin "okul çağı çocuklarında kahvaltının önemi ve gıda okur yazarlığı" konulu bölümünde, "Bilimsel araştırmalar gösteriyor ki kahvaltı ile güne başlayan çocukların hem konsantrasyonları daha yüksek olur hem de sağlıklı gelişim için gerekli enerji ve besin ögelerini alırlar. Bir çocuk uyandıktan sonraki ilk bir saat içinde kahvaltısını etmelidir. Kahvaltısını evinde yapabileceği gibi doğru hazırlanmış bir beslenme çantası ile okulunda da yapabilir. Evde ya da okulda, kahvaltı tabağında ya da beslenme çantasında her besin grubundan besin olmasına dikkat edin." ifadeleri dikkati çekti.
Anne ve babalara öneriler
Bültende, "Çocuklarını hayat karşısında güçlü kılmak isteyen anne ve babalara öneriler" de yer aldı.
Sağlıklı ve kendisine yeten bir genç yetiştirmenin, okul ve eğitim sisteminin görevi olduğu kadar, aile içinde kurulan ilişkiler ile anne ve babanın kendi sorumluluklarını yerine getirmesine bağlı olduğu vurgulanan öneriler bölümünde, şunlar kaydedildi.
"Başarısızlığı kötü bir şey olarak göstermeyin. Hiç başarısızlık yaşamamış olan insanlar ya hiçbir şey yapmamışlardır ya da kendilerini hiç zorlamamışlardır. Çocuğunuz üzüldüğü, hayal kırıklığı yaşadığı zaman duygularını anladığınızı gösterin, yanında olun ancak sorunları onun adına çözmeyin. Bunun için de karşılaştığı güçlükleri kendisinin çözmesi gerekir. Hayat başarısı için çocuğun kendisine güvenmesinden çok daha önemli olan karşılaştığı sorunları kendisinin çözeceğine inanmasıdır. Sorun çözme becerisi sorunları çözerek gelişir. Başarısız olan veya hata yapan çocuğunuza soracağınız soru, 'Ne öğrendin?' sorusu olmalı ve soru çocuğun hayal kırıklığını yoğun olarak yaşadığı an değil, duyguları yatıştığı zaman sorulmalıdır. Çocuğunuzu suçlamayın, 'Sana söylemiştim..., sözümü dinleseydin...' türü ifadeler kullanmayın. Başarılı olduğu durumlarda zekasını, yakışıklılığını veya güzelliğini övmeyin. Gayret, çaba ve niyetini takdir edin. Çocuğunuzun hatalarından çok, doğru yaptıklarını yakalayın ve o konularda olumlu geribildirim verin, övün. Her yaptığını da övmeyin. Küçük yaştan başlayarak aile içinde oynadığı her oyunu o kazanmasın. Başarısızlığın doğal olduğunu öğrenmenin ilk adımı budur."