Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürü Kemal Bülbül, 2022 Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı'nın (PISA) sonuçlarına göre Türkiye'nin özellikle matematik ve fen alanında hızlı bir ilerleme gösterdiğini, okuma alanında düşük ortalamaya rağmen ülkeler arasındaki farkın azaltıldığını, bu alanda iyileştirme için çalışmaların devam ettiğini belirtti.
PISA'nın 15 yaşındaki öğrencilerin matematik, okuma becerileri ve fen alanlarındaki bilgi ve becerilerini değerlendirdiğini anlatan Bülbül, 2022 yılında yapılan PISA sonuçlarının bugün itibarıyla tüm dünyayla aynı zamanda olacak şekilde açıklandığını söyledi.
OECD tarafından hazırlanan rapora ilişkin Bülbül, şöyle konuştu:
"Rapora baktığımızda, yirmi yıllık süreç içinde durumunu düzenli olarak artıran ülke konumundayız. Özellikle matematik ve fen alanında hızlı bir ilerleme gösteriyoruz. Matematik alanında sadece iki ülke Makoa (Çin) ve Türkiye hızlı yükseliş gösteren ülkeler. Benzer durum fen alanı için de geçerli. Fen alanına baktığımızda Makoa (Çin), Peru, Singapur ve Türkiye hızlı yükseliş gösteren ülkeler. Okuma becerilerinde ise 2012 yılından itibaren başta OECD ülkeleri olmak üzere tüm ülkelerde düşüş eğilimi devam ediyor. Ülkemiz de ise durağan bir seyir var. Raporda bu detayları görmek mümkün."
OECD tarafından hazırlanan raporda, "Türkiye, on yıldan uzun bir süre boyunca çoğu alanda PISA'da iyileşme gösteren az sayıda ülkeden biridir." ifadesinin yer aldığına işaret eden Bülbül, "Eğitimde herkes kabul eder ki alınan kararların olumlu ya da olumsuz yansıması sonradan kendini göstermeye başlar. Matematik ve fen alanında en hızlı yükseliş gösteren iki ülkeden birinin Türkiye olması, yaptığımız çalışmaların nasıl bir fayda verdiğini göstermekte." diye konuştu.
"PISA'nın bilinirliğini artırdık"
Bülbül, 2014-2019 yılları arasında Türkiye PISA koordinatörlüğü yaptığını, 2015-2018-2022 PISA uygulamalarını aynı ekibin yürüttüğünü bildirdi.
Süreç içinde nelerin yapıldığına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bülbül, "Öncelikle PISA'nın bilinirliğini artırdık." dedi.
Türkiye'nin sonuçlarının 2015 yılında bütün dünyada olduğu gibi düşük geldiğine işaret eden Bülbül, sözlerine şöyle devam etti:
"Bunun en büyük etkisi sınavın bilgisayar ortamında yapılmasıydı. FATİH projesinin hayata geçmesi, EBA üzerinden dijital içeriklere ulaşımın yaygınlaşması, özellikle dezavantajlı öğrencilerimizin bunlara ulaşımın kolaylaşması fen ve matematik alanında ilerlememizi sağladı. Bunun yanında İYEP (İlkokullarda Yetiştirme Programı), öğrenme eksikliklerinin telafi edilmesi sonuçlara katkı sağladı. 2016 yılında ilk defa yatırım programına eğitim izleme projeleri eklendi. 2017 yılında 5. sınıflara izleme araştırması yaptık. O yıl 5. sınıflara giden öğrencilerimiz 2022 yılında 10. sınıfa giden çocuklarımız ve PISA'ya katılan öğrencilerimizin yüzde 96'sı 10. sınıf öğrencisi."
Akademik Becerilerin İzlenmesi ve Değerlendirilmesi (ABİDE) Projesi kapsamında 2016-2018 yıllarında Türkiye'nin en kapsamlı il bazlı izleme araştırmalarını hayata geçirdiklerini ve buradan elde ettikleri verilerle müfredatta ve ders kitaplarında yenilikler yaptıklarını belirten Bülbül, eğitimde yenilikçi adımlar atmaya devam ettiklerini vurguladı.
"Fen okuryazarlığı alanında Norveç ile aynı puandayız"
Bülbül, fen eğitimde EBA'nın içeriklerinin zenginleşmesiyle birlikte öğrencilerin öğretim yöntemi açısından görsel araçları da kullanmaya başladığını anlattı.
"Bugün fen okuryazarlığı alanında Norveç ile aynı puandayız." diyen Bülbül, şunları kaydetti:
"PISA sonuçları söz konusu olduğunda her zaman örnek ülke olarak Finlandiya gösterilmektedir. PISA 2022'ye göre Finlandiya 20. sırada yer almaktadır. Oysa Finlandiya nüfus olarak ülkemize benzememektedir. OECD kendi hazırladığı raporda çağ nüfusu açısında Türkiye ile benzerlik gösteren ve en fazla öğrencisi olan ülkeler olarak ABD, Meksika, Brezilya, Endonezya ve Filipinler ile Türkiye arasında karşılaştırma yapmıştır. Bu karşılaştırmaya göre Türkiye üç alanda da ABD'den sonra ikinci sırada yer almaktadır."
"Okuma becerilerinin geliştirilmesi için bir dizi önlem aldık"
Genel Müdür Bülbül, eğitimde dijitalleşmenin artmasıyla birlikte hem soru biçimlerinin değişmesi hem dijital çağın getirdiği değişikliklerle birlikte tüm ülkelerde okuma becerilerinde düşüşün devam ettiğini belirterek, "Ülkemizde de sonuçlar bu yönde.Türkiye bu alanda düşük bir ortalama gösterse de istikrarlı bir sonuç ortaya koymakta ve ülkeler arasındaki farkı azaltmakta." dedi.
Okuma becerileri alanında istenilen gelişimin gösterilmesi için bir dizi çalışma başlattıklarını hatırlatan Bülbül, bu yönde öğretim yılı başında birçok mevzuatta yenilik yapıldığını söyledi.
Millî Eğitim Bakanlığı Ölçme ve Değerlendirme Yönetmeliği'nin yayımlandığını dile getiren Bülbül, "Okul sınavlarında çoktan seçmeli soruların yerine açık uçlu soruların kullanılması, konuşma, dinleme becerilerinin ölçülmesi ve temel eğitim yönetmeliğinde yapılan değişiklikle birlikte Türkçe geçme notunun 70'e çekilmesi yapılan birkaç yenilik. Ayrıca ilkokullarda Türkçenin etkin ve güzel kullanımına yönelik özel ölçme araçlarının kullanılacak ve öğrenci gelişimi sürekli olarak izlenecek. Ayrıca Türkçemizin gelişimine yönelik dört beceride Türkçe dil sınavı izleme araştırması da yönetmelikte yer aldı ve bu çalışmanın daha geniş katılımla yapılması yönünde karar alındı."