Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen töreninde yaptığı konuşmada, öğretmen adaylarının atama heyecanını paylaştıkları bu anlamlı günde bulunmaktan büyük memnuniyet duyduğunu söyledi.
Bilgisayarla yapılacak kura işlemi sonrasında 15 bin gencin öğretmenlik mesleğine ilk adımını atacağını belirten Erdoğan, "İnşallah her biriniz, Anadolu'nun dört bir köşesinde birer eğitim neferi olarak yerinizi alacak, aziz milletimize hizmetlerin en ulvisini sunacaksınız." ifadesini kullandı. Ataması gerçekleştirilecek her bir öğretmeni tebrik eden Erdoğan, öğretmenlik görevlerinin hayırlı olmasını diledi.
Bugün ataması yapılacak 15 bin yeni öğretmenin de katılımıyla, eğitim öğretim ordusunun daha da güçleneceğine işaret eden Erdoğan, böylece, salgın sürecinde eğitim hizmetlerinin kesintisiz bir şekilde devam ettirilmesi noktasında çok ciddi bir avantaj daha elde edileceğinin altını çizdi.
Erdoğan, gençlerin eğitimlerinin kesintiye uğramaması konusundaki kararlılıklarını her fırsatta ve zeminde açıkça ifade ettiklerini hatırlatarak, şunları kaydetti: "Öğretmenlerimizle öğrencilerinin bir daha ayrı kalmaması, çocuklarımızın okul ortamından uzaklaşmaması için her türlü çabayı gösteriyoruz. Hamdolsun 2021-2022 eğitim öğretim yılının ilk dönemini salgına rağmen son derece başarılı bir şekilde tamamladık. Değerli öğretmenlerimizin gayretleri, velilerimizin aldığı tedbirler ve öğrencilerimizin kurallara uyması sayesinde okullarımızı açık tuttuk. Son 100 yılın en ciddi krizi olarak nitelenen bu salgın sürecinde elbette bazı sıkıntılarla, zorluklarla, hatta engellemelerle karşılaştık. Özellikle milletle ve milletin gündemiyle hiçbir bağı olmayan kimi çevrelerin haksız, mesnetsiz, tamamen abartılı eleştirilerine maruz kaldık. Sürekli karamsarlık aşılayarak, öğretmen ve öğrencilerimizin yüreklerine korku salarak bu süreci sabote etmeye çalıştılar. Hayal mahsulü bilgilerle sosyal medya mecralarını da kullanarak insanımızı yanlış yönlendirmenin çabası içerisinde oldular."
Devlet olarak, gençlerle okulları arasına kimsenin, hiçbir bariyerin girmesine müsaade etmediklerini vurgulayan Erdoğan, "Salgının yol açtığı meşakkatlere rağmen, eğitim faaliyetlerini ülke çapında kesintisiz sürdürebilen birkaç devletten biri olduk. Eğitimin tüm paydaşlarının aynı hedef etrafında kenetlenmesini sağlayarak, koordinasyonu artırarak, okul-veli iş birliğini güçlendirerek, bu kritik dönemi hep birlikte alnımızın akıyla atlattık." sözlerini sarf etti.
"Modern eğitim kurumlarıyla donattık"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 2 yıldır özveriyle çalışan öğretmenleri, derslerine dört elle sarılan öğrencileri, Milli Eğitim Bakanlığının tüm mensuplarını tebrik ederek, şöyle konuştu: "Yüz yüze eğitim konusundaki net duruşumuzun milletimiz tarafından da büyük bir takdirle karşılandığını görüyoruz. İnşallah sizlerin çabalarıyla eğitim öğretim senemizin ikinci dönemini de kesintisiz bir şekilde tamamlayacağımıza inancım sonsuz. Tüm velilerimizin ve çocuklarımızın müsterih olmasını istiyorum. Eğitim için harcadığımız her bir kuruşu, ülkemizin geleceğine yapılmış en büyük yatırım olarak değerlendiriyoruz. Bu amaçla 2002'de göreve geldiğimizde, Türkiye'yi üzerinde yükseltmeye söz verdiğimiz 4 sütundan ilkinin eğitim olduğunu açıkladık. Hazırladığımız bütçelerde en yüksek payı daima eğitime ayırdık. 2002 yılında Milli Eğitim bütçesi sadece 7,5 milyar lira iken 2022 yılında bu rakam yüksek öğretim dahil 274 milyar lirayı aştı."
Erdoğan, derslik sayısını ise 343 binden 607 bin seviyesine taşıyarak Türkiye'nin dört bir yanını modern eğitim kurumlarıyla donattıklarını kaydederek, yine bu dönemde öğretmenlere mesleklerini huzurla yapabilecekleri en geniş imkânları sağlamak için özel çaba harcadıklarını belirtti. Salgın döneminde Türkiye'nin sadece sağlık hizmetlerine değil, eğitime erişim konusundaki hassasiyetiyle de öne çıkmış diğer ülkelere fark attığının altını çizen Erdoğan, dünyanın birçok ülkesinin mevcut öğretmen sayılarını dahi koruyamadığı, hatta kimi yerlerde kesintiye gittiği bir dönemde Türkiye'nin yeni öğretmen alımlarını sürdürdüğünü dile getirdi.
"Önemli mesafe katettik"
Erdoğan, sadece son 2 yılda 77 bin 572 genç öğretmeni okulları ve öğrencileriyle buluşturduklarını anımsatarak, bugün gerçekleştirilecek 15 bin atama ile son 19 yılda toplam 729 bin 487 öğretmenin atamasının yapılmış olacağını aktardı. Mevcut öğretmenlerin yüzde 73'ünün AK Parti hükümetleri döneminde atandığını hatırlatan Erdoğan, Türkiye'de yüzde 60'ı 40 yaşın altında olan genç ve dinamik bir öğretmen kadrosunun bulunduğunu ifade etti.
Öğretmen yokluğu sebebiyle 40-50 öğrencinin aynı sınıfı paylaştığı, ders işlediği, Türkiye'ye yakışmayan kötü manzaralara son verdiklerini dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yaptığımız öğretmen atamaları sayesinde öğretmen başına düşen öğrenci sayılarında OECD ortalamalarını yakaladık, hatta kimi alanlarda geçtik. Sadece öğretmen atamaları ve derslik sayısında değil, öğretmenlerimizin mali ve özlük haklarının iyileştirilmesinde de önemli mesafe katettik. Avrupa'da son 19 yıl içerisinde öğretmen maaşlarını en çok iyileştiren ülke Türkiye'dir. Avrupa Birliğinin hazırladığı 'Avrupa'da Öğretmenler' raporuna göre, öğretmenler için Avrupa'da zorunlu ders saatinin en düşük olduğu ülke Türkiye'dir. OECD verilerine göre, Avrupa'da öğretmenlerin yaklaşık yüzde 50'si işlerinde stres yaşadıklarını belirtirken, bu oran bizde yüzde 20'ler civarındadır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çocukların eğitime erişimlerini kolaylaştırmak amacıyla attıkları en önemli adımlardan birinin, ders kitaplarının ücretsiz dağıtımı olduğunu söyledi. Artık anne babaların evlatlarına ders kitabı bulmak için kırtasiye kırtasiye gezmek mecburiyetinde kalmadığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti: "Gençler, bizler bu çileyi çok çektik biliyor musunuz? Kırtasiye dükkanlarında sıraya girerdik ve o tanıdığımız kırtasiyeci amcalarımız bize bir hafta sonraya, 15 gün sonraya gün verirlerdi. Sadece kitap değil, defterleri bile alamazdık, bu çileleri çektik. Siz teksir notları nedir, bilir misiniz? İşte biz o teksir notlarıyla okuduk. Ağabeylerimizden o teksir notlarını paramızla satın almak isterdik, nazlanır ve bize vermezlerdi ve teksir notları dediğimiz de maalesef teksir makinesinin bütün mürekkebiyle her tarafını berbat ettiği notlardı. Biz dedik, bu çileleri çektik, artık yeni nesil bu çileyi çekmemeli, onun için de kuşe kağıtla kitaplarımızı hazırladık, sıraların üzerine bunları koyduk. İstedik ki bizim çektiğimiz çileyi yeni nesil çekmesin. Bu millete yakışan, bu milletin evlatlarına yakışan neyse bunu yapalım. Çocuklarımız okula geldiğinde o öğretim yılında okuyacakları ders kitapları sıralarının üstünde hazır olsun."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şimdiye kadar 4 milyar adede yakın ders kitabını öğrencilere ücretsiz dağıtmanın haklı gururunu yaşadıklarını aktardı. Erdoğan, kısa süre önce kritik bir adım daha atarak, yardımcı kaynak kitaplarını da Milli Eğitim Bakanlığının hazırlayıp, basarak öğrencilere ulaştırmaya başladığını hatırlattı. Öğrencilere geçen yıl 24 milyona yakın yardımcı kaynak kitabı ücretsiz ulaştırdıklarını, bu yıl sonuna kadar sayıyı 100 milyona çıkarmayı hedeflediklerini dile getiren Erdoğan, böylece ailelere yük olan bir meseleyi daha çözüme kavuşturduklarını belirtti.
"Bundan sonra asıl odaklanmamız gereken husus, eğitimin kalitesini artırmaktır"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Gerek uluslararası veriler, gerekse atılan bu adımlar, esasında bize şu gerçeği hatırlatıyor. Türkiye son 19 yılda yaptığı devasa yatırımlar sayesinde artık eğitim-öğretim altyapısındaki eksikliklerini hemen hemen tamamıyla tamamlamıştır. Bundan sonra asıl odaklanmamız gereken husus, eğitimin kalitesini artırmaktır. Bunu sizler başaracaksınız. Bugünkü kuraların ehemmiyeti burada. Bunun için müfredat başta olmak üzere eğitim-öğretimin içeriğini güncellemek ve geliştirmek, çocuklarımıza en uygun olanı sunmak durumundayız. Eğitim-öğretimde niteliğin artırılmasında Bakanlığımızla birlikte öğretmenlerimize de çok büyük görevler düşüyor. Çünkü bir eğitim sisteminin çıtasını belirleyen asıl unsur öğretmenlerdir. Sizlerin gayreti ve niteliği arttıkça öğrencilerimizin kalitesi de buna bağlı olarak yükselecektir. Tabii mesele sadece bundan da ibaret değildir. İnancımız bize beşikten mezara kadar ilim öğrenmeyi, ilim tahsil etmeyi emrediyor. İlim yolculuğu sadece okulla sınırlı olmayan, son nefesimize kadar süren uzun bir yolculuktur. Modern dünyada buna hayat boyu öğrenme diyorlar."
Erdoğan, vatana, millete, ailesine, çevresine faydalı olmak isteyen bir kişinin okumak, araştırmak, kendini geliştirmek, kendini sürekli yenilemek zorunda olduğunu, diğer türlü insanın hangi işi yaparsa yapsın, durdukça, mevcutla yetinmeye başladıkça, körelmekten, irtifa kaybetmekten kendini kurtaramayacağını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Peygamber Efendimiz aleyhissalatu vesselam, 'İki günü birbirine eşit olan ziyandadır' buyuruyor. Teknolojinin de katkısıyla, hayatın baş döndürücü bir hızla değiştiği günümüzde bu hakikatlerin kıymeti ve anlamı çok daha iyi anlaşılıyor." diye konuştu.
"Öğretmenlik Meslek Kanunu şimdiden hayırlı olsun"
Öğretmenlerin, bir taraftan tecrübelerini arttırırken ve öğrencileri en güzel şekilde yetiştirirken, diğer taraftan kendilerini de ihmal etmemelerinin ve mesleki olarak kendilerini geliştirmelerinin son derece önemli olduğunu vurgulayan Erdoğan, öğretmenlerin bunun için sürekli eğitimlerle ve lisansüstü programları ile mesleki tekâmülü sağlamaları, alanlarındaki yenilikleri takip etmeleri gerektiğini dile getirdi. Erdoğan, "Milli Eğitim Bakanlığımız bu konuda öğretmenlere gereken her türlü desteği sağlıyor. Hali hazırda Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde görüşmeleri süren Öğretmenlik Meslek Kanunu diğer kazanımlar yanında lisansüstü ve doktora yapan öğretmenlerimize ilave teşvikler getiriyor. Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun şimdiden öğretmenlerimize ve eğitim camiamıza hayırlı olmasını diliyorum." ifadesini kullandı.
"Kalbi kıpır kıpır çarpan o güzel yüzlü çocuklar, artık sizlere emanet"
Görev yerleri belli olacağı için heyecanlarının farkında olduğu öğretmenlerin, ömür boyu üzerlerinde taşıyacakları, mesuliyeti ağır bir mesleğe bugün ilk adımı atacaklarını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti: "Biliyorsunuz bizim Aybükelerimiz oldu, onlar şehadete yürüdüler. Bizim Necmettin öğretmenlerimiz oldu, onlar şehadete yürüdüler. Bu mesleğin bu yanı da var. Şahadetle iç içe öğretmenlerimiz. Bu herkese nasip olmaz. Ben inanıyorum ki şu anda Aybüke öğretmen, Necmettin öğretmen bu şerefle ebedi alemde, cennetle müjdelenen kişiler arasında yerlerini aldılar. Allah rahmet etsin. Ülkemizin dört bir köşesindeki, kalbi kıpır kıpır çarpan o güzel yüzlü çocuklar, artık sizlere emanet. Sizler sınıflarınızda evlatlarınıza sadece eğitim vermeyeceksiniz. Sizler gözleri ışıldayan çocuklara sadece bilgi de aktarmayacaksınız. Her biriniz aynı zamanda duruşunuzla, davranışınızla, sözlerinizle, taşıdığınız değerlerle kısaca her halinizle onlara örnek olacaksınız. Bir taraftan bilginizle körpe dimağları tıpkı bir gergef gibi işleyecek, diğer taraftan da hal dilinizle onların karakter gelişimlerini destekleyeceksiniz. Dolayısıyla çocuklarımızı başarılı bireyler kılmaya çalışırken, onları iyi, erdemli ve ahlaklı insan olmaya da sizler teşvik edeceksiniz. Sizlerden öğrencilerimizi dinamik, açık fikirli, üretken aynı zamanda da sorumlu fertler olarak yetiştirmenizi bekliyoruz. Maarif davamızın öncülerinden merhum Nurettin Topçu hocamız bunu şöyle ifade ediyor, tabii siz Nurettin Topçu hocalarımızı göremediniz ama hiç olmazsa eserlerini okumanızda fayda var, 'Okullar, öğrenciye bilgiler yükleyen bir düşünce deposu olmamalıdır. Mektep, öğrenciye kendi akıl yetkilerini tek tek işletmeyi öğreten ve bu donanımı işleterek olgunlaştıran bir atölye olmalıdır. Üstat, 'bize insan mektebi lazım' dedikten sonra tasavvurundaki okulu da şöyle tarif eder, 'Bir mektep ki bizi kendi ruhumuza kavuşturan, kendi hareketimizin ahlaki değeri olduğunu tanıtsın, hayaya hayran gönüller, insanlığı seven temiz yürekler yetiştirsin. Her ferdimizi, milletimizin tarihi içinde aratsın. Vicdanlarımıza her an Allah'ın huzurunda yaşamayı öğretsin'. İşte Nurettin Topçu bu. Allah rahmet etsin. Sizlerden bu tür öğrenciler yetiştirmeyi özellikle bekliyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Son yıllarda yaşadıklarımız bize Türkiye'yi bekleyen en büyük tehlikenin nesillerin çalınması, evlatlarımızın terörün ve marjinal ideolojilerin vahşi dişleri arasında kaybolması olduğunu göstermiştir. Millet olarak bizim hiçbir örgüte, hiçbir şebekeye, hiçbir sapkın ve marjinal ideolojiye kaptıracak tek bir evladımız dahi olamaz." görüşünü paylaştı. Atanan her öğretmenin görevini layıkıyla yapacağına yürekten inandığını ifade eden Erdoğan, "Rabb'im yolunuzu, bahtınızı açık etsin. Ataması yapılacak öğretmenlerimizi tekrar tekrar tebrik ediyorum. Ülkemizin dört bir yanında görev alacak siz değerli öğretmelerimize başarılar diliyor, hepinizi Allah'a emanet ediyorum. Ailelerinizle mutlu yarınların inşallah sizlerle birlikte oluşmasını Rabb'imden niyaz ediyorum." dedi.
Okullaşmada rekor
Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer ise konuşmasında, eğitimde son 20 yılın, kitleselleşmenin ve büyük dönüşümün yaşandığı önemli bir dönem olduğunu söyledi. Okul öncesinden yükseköğretime kadar okullaşma oranlarında ciddi rekor kırıldığını belirten Özer, "Okul öncesinde 200 binlerde olan öğrenci sayımız 1,6 milyonlara ulaştı. Ortaöğretimdeki okullaşma oranımız yüzde 44'lerden yüzde 89'lara ulaştı. Yükseköğretimdeki okullaşma oranımız da yüzde 14'ten yüzde 44'lere ulaştı." dedi.
Millî Eğitim Bakanı Özer, son 20 yılda olduğu gibi bu yıl da Milli Eğitim Bakanlığının bütçeden en fazla payı aldığını belirtti. OECD ülkelerinin eğitimde kitleselleşme evresine 1950'li yıllarda eriştiğini ve son 50-60 yılda eğitimin kalitesinin artmasına odaklandıklarını anlatan Bakan Özer, Türkiye'nin bu dönemde eğitimde kitleselleşme evresini deneyimleyemediğini aktardı.
"OECD ortalamasını yakaladık"
Türkiye'nin derslik ve okul sayılarının, son dönemde gerçekleştirilen eğitim seferberliğiyle Cumhuriyet tarihindeki toplam okul ve derslik sayısının katbekat üzerine çıktığını ifade eden Özer, böylece derslik ve öğretmen başına düşen öğrenci sayısının da OECD ortalamasını yakaladığını bildirdi.
Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, OECD'nin 4 yıllık periyotlarla düzenlediği öğrenci başarı araştırması sonuçlarını içeren rapora da değinerek, Türkiye'nin, Türkçe, Matematik ve Fen okuryazarlığında puanlarını en fazla artıran birinci ülke olduğunu kaydetti. Özer, "Bu, son 20 yılda yaşanan eğitimdeki devrimin hem kitleselleşmeyi içerdiğini, kapsayıcılığı artırdığını hem de kalite odaklı bir şekilde gerçekleştiğini gösteriyor." diye konuştu. Özer, bugün yapılan 15 bin öğretmen atamasıyla öğretmen sayısını 1,2 milyonun üzerine çıkaracaklarını dile getirdi.
"Eğitim camiasının 1960'lı yıllardan itibaren en büyük özlemi"
Eğitim camiasının 1960'lı yıllardan itibaren en büyük özlemi Öğretmenlik Meslek Kanunu'na ilişkin teklifin TBMM'ye teslim edildiğini hatırlatan Mahmut Özer, "İnşallah bu hafta kanunumuz Genel Kurulda görüşmelere açılacak." dedi.
Bakan Özer, öğretmenlerin güçlü olması için Bakanlık olarak her zaman yanlarında olduklarını vurgulayarak, şöyle devam etti: "2020 yılında Milli Eğitim Bakanlığının düzenlediği eğitimlerden yararlanan öğretmen sayısı 1,1 milyon iken 2021 yılının sonunda bu sayı 2,9 milyona ulaştı. Yani bir öğretmen bir yılda birden fazla eğitimi tamamlayarak okuldaki, derslikteki eğitimin kalitesinin artmasıyla ilgili olaylara farklı bir gözle bakmaya başladı ve öğretmen başına düşen eğitim saati son 10 yılın en yüksek rakamına, yaklaşık 93,4 saate ulaştı. 2022 yılında da bu desteklerimizi sürdürmeye devam edeceğiz. Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun da yasalaşmasıyla artık öğretmenlerimizin, kariyer odaklı, sürekli eğitim alan, özellikle lisansüstü eğitimle ilgili oranların yükseldiği bir yeni dönemin başlangıcına hep birlikte imza atmış olacağız."