Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Türkiye Özel Okullar Derneği tarafından "Eğitimde Yeni Akımlar" temasıyla Antalya'da düzenlenen 19. Geleneksel Eğitim Sempozyumu'nda yaptığı konuşmada, bu sempozyumlarda her yıl okullardaki eğitimin kalitesinin nasıl yükseltileceği sorusuna cevap arandığını vurguladı. 12 bini aşan özel okul, 1 milyon 392 bin öğrenci ve 211 bin personelin bulunduğu koskoca bir camiadan söz edildiğine dikkati çeken Selçuk, bu camianın giderek daha nitelikli, kaliteli ve uluslararası bir perspektifi yakaladığını söyledi. Selçuk, "Özel okullarımızın daha nitelikli ve gelişmesi için de 5580 sayılı kanunla ilgili çalışmalarımız sürüyor. Şu sıralarda son aşamalarına gelmiş, Maliye Bakanlığımızın da görüşü dahilinde belirli bir çerçeveye oturtulmuş durumda. Meclisimizin bunu en kısa zamanda hayata geçirmesiyle ilgili çabalarımız, girişimlerimiz sürüyor." ifadelerini kullandı. Bakan Selçuk, 19 yıldır düzenlenen sempozyumun gelenekle yeniliği bir araya getirdiğini aktararak, sempozyumlara yıllardır "Ziya Öğretmen" olarak katılmaktan da mutluluk duyduğunu vurguladı.
"18 milyon ayrı vizyonumuz, misyonumuz var"
Millî Eğitim Bakanı Selçuk, çocukları farklılıklarıyla kabul edip ele almanın önemine işaret ederek, "Bizim 18 milyon öğrencimiz var diye konuşuyoruz ama 18 milyon ayrı vizyonumuz, misyonumuz var. 18 milyon ayrı planlamamız söz konusu. Her birinin parmak izi kadar olan farklılığını dikkate alabilmek de asli vazifelerimizden bir tanesi. Yani 18 milyon politikamız, stratejimiz var diyebiliriz rahatlıkla." değerlendirmesinde bulundu. Çocuklar arasındaki farklılıkları standardize etmek gibi bir niyetlerinin asla bulunmadığını vurgulayan Selçuk, "Çok daha az ders saatiyle daha fazla derinleşebilen çocuklar ve kendi becerileri doğrultusunda imkan bulabilen öğrenciler, elbette 2040'a doğru çok daha sağlıklı bir dünya ile karşı karşıya gelecekler. 2040 yılında iş hayatına atılacak çocuklarımızın şu an okul öncesi ve ilkokullarda olduğunu biliyoruz ve o tarih geldiğinde bize bir soru yöneltecekler, 'Siz bizi neye hazırladınız' diyecekler." diye konuştu.
Dünya tarihinin büyük kırılmalardan birine gebe olduğuna dikkati çeken Selçuk, çocukları bu geleceğe hazırlamak açısından büyük sorumluluk taşıdıklarını dile getirdi. Selçuk, geleneksel akademik hayatın yanında becerileri gözden geçirme, yenileme anlamında da çabalara ihtiyaç bulunduğunu belirterek, "çocuklara nasıl daha iyi yetiştirebiliriz" sorusunun "kendisini her zaman daha iyi yetiştiren öğretmen" sorusunu da beraberinde getirdiğini söyledi.
"Yapay zekayla ilgili pilot çalışmalar bitmek üzere"
Bakan Selçuk, sempozyumun "yapay zeka, farklılaştırılmış eğitim ve finansal sürdürülebilirlik" başlıklarını içeren temasının 2023 Eğitim Vizyonu'nda da üzerinde durulan bir husus olduğunu aktararak, Bakanlık içinde teftiş, öğrenme-öğretme, hizmet içi eğitim gibi birçok sürecin yapay zeka temelli organize edildiği sistemin pilot çalışmalarını hızla sürdürdüklerini bildirdi. Pilot çalışmaların bitmek üzere olduğunu aktaran Selçuk, çalışmalarda bütün okulları, öğrencileri içine alan "adalet" temelli bir yaklaşımı benimsediklerini ve Türk eğitim sisteminin dünyadaki rekabet becerisini değerlendirdiklerini anlattı. Bakanlıkça "e-Porfolyo", "e-Rehberlik" çalışmalarının yanı sıra farklılaştırılmış eğitim, yapay zeka, finansal sürdürebilirlik konusunda yeni modeller üzerinde de çalıştıklarını bildiren Selçuk, meslek okullarıyla ilgili birçok kanuni düzenlemeye imza atıldığını anımsattı.
"Bu bir maraton koşusu"
Bakan Selçuk, savunma sanayi teknolojilerinde ASELSAN'da, İTÜ'de okullar açıldığını, ayrıca Bursa Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi bünyesinde "Elektrikli Araçlar Dalı" açılmasına yönelik de hazırlıkların tamamlandığını söyledi. LGS'de yüzde 1'lik dilime giren öğrencilerin fen lisesi yerine meslek liselerini tercih ettiğini aktaran Selçuk, Bakanlık olarak yürüttükleri tüm çalışmaların sistemin mekaniğini zamanın ruhuna uygun bir şekilde yenileme, bir baz oluşturmakla ilgili olduğunu ifade etti. "Bu uzun soluklu bir iş. Bu 100 metre koşusu değil, bir maraton koşusu. Bundan dolayı da bu zihniyet dönüşümüne evrensel bir kaygıyla, bakış açısıyla nasıl hizmet edebilirizin düşüncesi, çabası içindeyiz." diyen Selçuk, Türkiye'nin bunu yapabilecek güçte olduğunu vurguladı.
"Sınavın baskısını azaltacak çözüm önerilerine ihtiyaç var"
Eğitimi bütünsel olarak ele alırken çocukların kendi değerlerine de sahip çıkarak yol almasının önemine vurgu yapan Selçuk, "Sınava hazırlayan bir sistem, insan yetiştiren bir sistemden elbette farklılık taşıyor." dedi. Sınava yetiştirme çerçevesindeki süreçlerin çocuklara kendi değer sistemlerini yaşamın içerisinde içselleştirme fırsatı tanımadığını anlatan Selçuk, şunları kaydetti: "Bunun önüne geçmek için Türkiye'nin eğitim sistemini insan yetiştirme, insan odaklı ele alma zarureti var. Sınavla ilgili çalışmalar ne kadar tek odak haline dönerse aslında çocukların değer sistemi de o kadar zarar görmüş oluyor. Sonra da müfredat oluşturuyoruz; 'Çocuklara değer eğitimi vereceğiz.' Hayatın içinde verme, 'kal' üzerinden değil 'hal' üzerinden verme, yaşamın kendi doğrultusunda bir eğitim verme ihtiyacımız var. Bunun için de sınavın baskısını azaltacak birtakım çözüm önerilerine ihtiyaç var. Aslında bunun neler olduğu belli, sadece biraz zamana ihtiyaç bulunuyor. Bu zamanı kendimize tanıdığımızda göreceksiniz ki çok kısa bir sürede TIMMS'de de PISA'da da sıçramalar yavaş yavaş gelecek. 2021 için de bu anlamda çok ciddi hedeflerimiz var. Çünkü çok bilinçli bir şekilde, kalite yönelimli bir altyapı çalışmasını sürdürüyoruz."
"Yapay zeka stratejisi hazırlığı içindeyiz"
Bakan Selçuk, eğitimle ilgili hızlı dönüşümlerin anlık izlemeyi de gerektirdiğini belirterek, "Moore Kanunu" olarak bilinen teknolojinin iki yılda bir ikiye katlanma sürecinin artık 3-4 aya indiğine dikkati çekerek, artık Moore Kanunu yerine "Musk", "Zuckerberg", "Ma" kanunu geldiğini dile getirdi. Selçuk, bu kapsamda tecrübelerin yeniden ele alınması gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti: "Bakanlık olarak bir yapay zeka stratejisi hazırlığı içindeyiz. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız, TÜBİTAK, özel sektör ve sivil toplum ile sürekli temas halindeyiz. 11. Kalkınma Planımız, 2020 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Planı, 2023 Eğitim Vizyonu gibi belgeler çerçevesinde yapay zekayı teftişte, atamada, inşatta, öğrenme süreçlerinde, her yerde kullanmak istiyoruz.
Bu çabalarımız da son aşamalarına gelmiş vaziyette. Bunu takip eden bir özel ekibimiz var. Stratejimizi yayınlamak için önümüzdeki birkaç hafta UNICEF ve UNESCO nezdinde Yapay Zeka, Eğitim ve Çocuk Hakları konusunda bir etik çerçeve yayınlanacak. Bir taraftan bunu da bekliyoruz. Orada arkadaşlarımız bizi temsil ediyorlar, tartışmaların içindeler. Yani bu konuya tarafız. Amacımız, insanlık yararına kullanılacak, öğrenme ve eğitim politikalarında yapay zeka odaklı karar destek sistemlerini güncel biçimde hayata geçirmek."
Bu konuda İTÜ ile iş birliği içinde olduklarını, ARGEM ve BİLSEM'lerde yapay zeka atölyelerini oluşturduklarını, lise öğrencilerine uluslararası sertifika alabilme imkanını tanıdıklarını aktaran Selçuk, Google, Intel, Cisco, Microsoft ile yakın zamanda öğrenci ve öğretmen eğitimleri konusunda protokoller imzaladıklarını anımsattı. Selçuk, "Bundan sonraki hedefimiz de bir 'meb.ai platformu' kurabilmek. Bunu şu anda tırnak içinde bir 'teaser' olarak söylemek mümkün. Bu stratejimizde 'Öğrenmenin Geleceği Enstitüsü' adı altında çeşitli paydaşlarla beraber bir araştırma merkezinin kuruluş hazırlığını sürdürüyoruz." şeklinde konuştu.
Tasarım Beceri Atölyelerinin çocukların bütünsel gelişimi açısından önemine vurgu yapan Selçuk, özellikle dezavantajlı bölgelerden başlanarak kurulan atölyelerin sayısının 6 bine yaklaştığını söyledi. Atölyelerde görev alacak on binlerce öğretmene uluslararası standartlarda sertifika verildiğini bildiren Selçuk, bu sayının çok kısa süre içinde yüz binlere çıkacağını kaydetti. Selçuk, çocuklara artık "öz geçmiş" değil "öz gelecek" yazdırmak gerektiğini ve bunun aslında Türkiye'nin öz geleceği olacağını belirtti.
Bakan Selçuk, yaklaşık bir ay önce Jama Pediatrics adlı akademik dergide 7 bilim insanı tarafından yazılan, 3-5 yaş grubundaki 47 çocuğun örneklem olarak alındığı "Okul Öncesi Çocuklarda Ekrana Bağlı Medya Kullanımı ve Beyaz Madde Bütünlüğü İlişkisi" konulu bir makaleyi incelediklerini anlattı.
Bu çalışmanın alanında ilk olduğunu belirten Selçuk, araştırmanın sonuçlarına göre, ekran kullanımının çocukların serebral korteksinde olgunlaşan, bilişsel gelişim için hayati olan "beyaz madde" bütünlüğünde ciddi sorunlar oluşturduğunun saptandığını söyledi. Selçuk, araştırmanın 3 yaş grubu çocukların ekrandan niye uzak tutulması gerektiğini gösterdiğini aktardı.
"Bölgedeki incelemelerimiz sınıf sınıf, okul okul yürütülüyor"
Millî Eğitim Bakanı Selçuk, Elazığ ve Malatya'da yaşanan deprem sonrasında hemen psiko-sosyal destek programlarına başlandığını anımsatarak, bu desteklerin çok önemli olduğunu söyledi. Selçuk, "Bölgedeki incelemelerimiz sınıf sınıf, okul okul, her bir ayrıntısına kadar incelemeler şeklinde uzmanlar tarafından yürütülüyor. Her bir okula özel raporlar çıkıyor ve nerede, ne yapacağımız konusunda da kanıta dayalı çalışmaları sürdürüyoruz." bilgisini paylaştı. Bir yıldır yüz binlerce öğretmen, milyonlarca öğrenci, koordinatörler, uluslararası destekler, Japon uzmanların eğitim çalışmalarıyla depreme hazırlık konusunda çalışmaların sürdürüldüğünü dile getiren Selçuk, çalışmaları AFAD ve diğer kurumlarla koordineli sürdürdüklerinin altını çizdi. Selçuk, ikinci dönemin öğrencilere, tabiata, doğaya saygıları ile sanatla ilgili hissiyatlarının güçlendirilmesi konusunda desteğin artacağı bir yarıyıl olacağını kaydetti.