Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer; Erenköy Kız Lisesinde düzenlenen programdaki konuşmamasına, gerçekleştirdikleri müzik dinletisinden dolayı Itri Güzel Sanatlar Lisesi öğrenci ve öğretmenlerine teşekkür ederek başladı. Türkiye genelinde bulunan 95 güzel sanatlar lisesinde gençlerin kültürle, sanatla buluştuğunu belirten Özer, öğrencilerin yeni solukla yeni şeyler söyleyerek yola çıktıklarını ve müthiş bir performansla neler yapabileceklerini gösterdiklerini söyledi.
Ülkelerin en kalıcı ve sürdürülebilir sermayesi olan beşeri sermayenin güçlenmesi için en önemli enstrümanın eğitim olduğunu söyleyen Bakan Mahmut Özer, Türkiye'de son 19-20 yıldaki okullaşma oranlarına değinerek, "2000'li yıllarda okul öncesinde okullaşma oranı yüzde 11'di. Yani beş yaşındaki 100 çocuktan sadece 11'i okul öncesi eğitime erişebiliyordu. Ortaöğretimde okullaşma oranları yüzde 44 idi, yani ortaöğretimdeki çağ nüfusundaki gençlerin her ikisinden biri sadece liseye gidiyordu. Yükseköğretimde yüzde 14. İşte son 20 yıldaki bu eğitim seferberliği, bu toprakların çocuklarının eğitime erişim yönündeki engellerin tamamını kaldırdı. Bugün okul öncesindeki okullaşma oranı yüzde 11'den yüzde 92'ye, ortaöğretimdeki okullaşma oranı yüzde 44'ten yüzde 90'lara, yükseköğretimde yüzde 14'ten yüzde 48'lere ulaştı." değerlendirmesini yaptı.
Başörtülü kız çocuklarının eğitime erişimleri önündeki engellerin kaldırıldığını anımsatan Özer, 1999'da yürürlüğe giren katsayı uygulamasıyla mesleki eğitim ve din öğretiminin yükseköğretime erişiminin önündeki engellerin kaldırıldığını söyledi.
Eğitimin önündeki engelleri kaldırdıktan sonra ve okullaşma oranları yükseltildikten sonra artık en büyük önceliklerinin eğitimden fırsat eşitliğini arttırmak olduğunu belirten Özer, "Eğitimin kalitesini sürekli yükseltmek ve mümkün olduğu kadar okullar arası imkân farklılıklarını minimize etmek... Türkiye'nin neresinde olursa olsun tüm gençlerimizin aynı nitelikte eğitime kavuşabilmesi için gece gündüz çalışıyoruz. Onun için birçok adım attık. Okul öncesi eğitim ve okullaşma oranlarını artırmak bu adımlardan biriydi. Diğer taraftan okullar arası imkân farklılıklarını azaltmak için yola çıktığımız Temel Eğitimde 10 Bin Okul Projesi, Çevre Dostu 1000 Okul Projesi bunlardan biriydi. Yine her değişimin, her dönüşümün ana mihenk taşı olan öğretmenlerimizin mesleki girişimleriyle ilgili attığımız tüm adımlarla aslında bu eğitimde fırsat eşitliğini arttırmak için yola koyulduğumuzda düşündüğümüz projelerdi." diye konuştu.
Bakan Özer, 26 Ekim 2021'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayelerinde "Kütüphanesiz Okul Kalmasın" kampanyasını başlattıklarını aktardı. Bu tarihte Türkiye'de 16 bin 361 okulda kütüphane olmadığını vurgulayan Özer, 2 ay gibi kısa bir sürede bu okullara kütüphane yaptıklarını, 2021 yılının sonunda Türkiye'de eğitim sisteminde kütüphanesi olmayan okul kalmadığını açıkladı.
Bakan Özer, kütüphanelerdeki kitap sayısını artırmak için de büyük çaba sarf ettiklerini, 26 Ekim 2021 tarihinde kütüphanelerdeki kitap sayısının 28 milyon olduğunu, öğrenci başına 1,3 kitap düştüğünü kaydetti. Şu anda 60 milyon kitabı olan kütüphanelerden bahsettiklerini vurgulayan Özer, artık öğrenci başına 3,3 kitap düştüğünü, yıl sonuna kadar Türkiye'deki kütüphanelerdeki kitap sayısını 100 milyona eriştirecekleri, öğrenci başına düşen kitap sayısının da 7 olacağı bilgisini verdi.
Okul kütüphanelerine mütefekkir ismi
Özer, öğrencilerin akademik başarılarnın yanı sıra kültür ve sanatla iç içe; Türkiye'nin nereden geldiğini, nereye gittiğini, ne yapmak istediğini ve dünyaya ne demek istediğini bilecek, tefekkür edecek bir gençlik arzu ettiklerini ifade ederek, "İnşallah bunu da başaracağız. Bu topluma nasıl oksijensiz hayat olmazsa onlarsız da toplumun yönünü bulamadığı aydın, tefekkür insanların ismini kütüphanelerimize verebilelim istiyoruz. İşte bugün bunun için buradayız. Kıymetli Alev Alatlı'nın, kadim okulumuzun kütüphanesine ismini vermek istedik. Alev Alatlı hanıma özellikle teşekkür etmek istiyorum, ismini lütfettiği için bu okula. Alev Alatlı çok özel bir insan. Tarihte yolculuk yapan, geçmişe giden, geleceğe giden, dünyada dolaşan ama kalbi hep bu topraklarda olan, hep bu toprakların güçlü olması için, hep bu toprakların müreffeh olması için, eğer bu dünyaya bir topluluk söz söyleyecekse bu topluluğun Türkiye olduğu bilinciyle gençlere, bizlere yön veren bir mütefekkir. Ben kendilerini tanımaktan, kendileriyle vakit geçirmekten gerçekten iftihar ediyorum. Özel bir hukukumuz da var. Ben 2010 yılında annemi kaybettim. O tarihten itibaren gerçekten bana anne eksikliğini hiç hissettirmedi. Ne zaman sıkışsam, hayatta yürürken zorluklarda bazen mola vermem gerektiği zaman nefesini yanımda aldım. Ondan aldığım enerjiyle yola çıkıp ülkem için, devletim için, milletim için güzel şeyler yapmak için mücadele ettim. Kendilerine tüm destekleri için en içten şükranlarımı sunuyorum." değerlendirmesinde bulundu.
İngilizce yaz okulu
Bakan Özer, bu sene ilk kez yaz okulu açma kararı verdiklerini hatırlatarak "Erenköy Kız Lisesi proje okulu olmak istiyordu. Alev Alatlı'nın isminin yaşadığı, ziyaret ettiği bu okulun proje okulu olmasından daha güzel bir şey olamaz. İkinci müjde ise yüz yüze eğitime devam ederken sürekli öğrencilerimizin yanında olduk. Destekler verdik. Bu sene ilk kez yaz okulu açma kararı verdik. Tüm Türkiye'deki 355 bilim sanat merkezinde bilim ve sanat adında 2 dersin ikinci sınıftan 12. sınıflara kadar tüm öğrencilerimize Türkiye'nin neresine giderlerse gitsinler yazın ücretsiz bir şekilde yararlanabilecekleri bir kurs açıyoruz. İlave açılımla matematik seferberliği başlattık. Yıllardan beri kronik, üstesinden gelemediğimiz ama aslında basit olan matematiği herkese öğretecek şekilde yeni bir açılımla yola devam edeceğiz. 4'üncü sınıftan 12'ye kadar tüm öğrencilerimizin yazın matematik yaz okuluna katılabilecekleri yaz okulları açıyoruz. Üçüncü olarak tüm seviyelerde yabancı dil eksiğini tamamlanması için İngilizce yaz okulu açtığımızı duyurmak istiyorum." açıklamasında bulundu.
Alatlı: Bakan Özer'in başarılı olacağını biliyordum
20 bin kitaplı kütüphanenin açılış töreninde konuşan Alev Alatlı ise, "Bakanımız Mahmut Özer'i yıllardır tanıyorum. Kendisi benim için çok özel ve önemli biri. Bir gün kendisine dedim ki; bir kere yaşayacaksın, ömrünü eğitime adadın. Senin derdin mevki değil, makam, para pul değil o yüzden bunu başaracağını da biliyordum. Elinden gelenin en iyisini yap. Size emanet küçük çocuklarım, size emanet hocalarım" diye konuştu.
Alatlı, öğrencilere hitaben, "Benden çekeceğiniz var. Çünkü benim bir ayağım burada olacak. İlk yapmanızı istediğim şey bir gazete çıkaracağız. Bu kütüphanenin de hakkını verip bir gazete çıkaracağız. İkincisi Milli Eğitim Bakanlığının peşini bırakmayacağız. Kütüphaneler arası ödünç alma sistemi kuracağız internet üzerinden." dedi.
Konuşmaların ardından kütüphanenin açılışı gerçekleştirildi. Kütüphaneyi gezen Bakan Özer ve Yazar Alev Alatlı duvara çizilen portesi önünde hatıra fotoğrafı çektirdikten sonra öğrencilerle bir süre sohbet ettiler.
Alev Alatlı Bilim ve Sanat Merkezine ziyaret
Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer ve Yazar Alev Alatlı, kütüphane açılış programının ardından Kadıköy Alev Alatlı Bilim ve Sanat Merkezini ziyaret etti.
Özer, Kadıköy Bilim ve Sanat Merkezine daha önceden Alev Alatlı'nın ismini verdiklerini belirterek kütüphane açılışı ile bilim sanat merkezine yapılacak ziyaretin Alatlı'nın sağlık sorunları nedeniyle bugün gerçekleştirildiğini söyledi.
"Milli Eğitim Bakanlığı olarak Alev Alatlı'ya ne yaparsak azdır." diyen Bakan Özer, "Gençlerimizin Alev Alatlı'yı tanıyarak, onun eserlerini okuyarak, onunla temas ederek, onunla konuşarak gelecek vizyonunu çizmesi, bizim ülkemiz ve ülkemizin gideceği yol için çok kıymetli. Onun için Alev Hanım gibi, yaşayan insan hazinelerimizi okullarımızla buluşturmak istiyoruz. Bu projeye, inşallah, devam ettireceğiz. Alev Hanım da fırsat buldukça hem Erenköy Kız Lisesindeki hem de Kadıköy Alev Alatlı Bilim Sanat Merkezindeki özel yetenekli öğrencilerimizi yani geleceğimizi inşa edecek öğrencilerimizle, inşallah, sık sık bir araya gelecek ve hep birlikte bir güzel Türkiye hikâyesi çıkaracağız." dedi.
Yazar Alev Alatlı da layık görülerek isminin kütüphane ve bilim sanat merkezine verilmesinden dolayı büyük bir heyecan duyduğunu kaydetti.